...
Koku da var ama ne kokusu anlamak mümkün değil . Öyle çok kötü bir koku değil ama biraz da rahatsız ediciydi . Aynı bunaltıcı sıcak hava yeraltında daha da artmış ,biz buram buram ter dökmeye daha ordan başlamıştık ,Hintli dostlarla beklemeye başladık. Metroya bindiğimizde ise bütün yolculara nasıl garip geldiysek artık bizi dikkatle incelemeye başladılar .Fakat bu öyle pis bir bakış değil sadece merak ediyorum sizi bakışıydı . ( İlerideki günlerde buna da alışacaktık ) Metrodan indiğimizde ise Delhi de henüz gün aydınlanmamıştı ama öylesine kalabalıktı ki gün ortası zannedersiniz...
Kalabalık ise sadece insanlardan değil rikşa ve taksilerden oluşuyordu. Hemen etrafımızı saran bir tanesi ile pazarlık yaptık . Bir an önce binmekten başka bir düşüncemiz olmadığından fazla da üstelemeyip atladık .Bizde bir keyif bir keyif , netice de ilk rikşa yolcuğumuz mis gibi esiyor , etrafı izliyoruz heyecanlıyız yuppi Hindistandayız biz diye diye gülüşüyoruz . Böyle hali ruhiyede ilerlerken bir yandan da sağlı sollu yerde yatan insanlar .Caddenin ortasında duran inekler , daha önce hiç görmediğimiz çöp yığınları şaşkınız . ,,
Bir an da durduk veee
Trafiğin bariyerlerle kapalı olduğunu gördük . Şoför hay aksi dedi , polis yolu kapatmış . Bir hamle ile başka tarafa yönlendi , ilerlemeye devam etti. Bİz neşemizden hiç birşey kaybetmemiş etrafa bakınırken bu kez önümüze çıkan bir polis tarafından durdurulduk .Bize nereli olduğumuzu , rikşa ya nerden bindiğimizi , hangi otele gideceğimizi sordu . Cevapladık doğal olarak o ise sürücüye dönerek "sen festival olduğunu bilmiyor musun niye aldın müşteriyi " diye bir güzel fırçaladı .Bize dönerek " bunlar böyle işte naparsın başedemiyoruz " gibi laflar etti ve durumu anlatmaya başladı. Meğer şehirde festival varmış .Bizim otelin olduğu bölge çok yoğunmuş , festival yüzünden ülkenin her yanından insanlar gelirmiş , gelenlerde tehlikeli tiplermiş .Hem biz o oteli nerden bulmuşuz orası barların , kötü mekanların , gece gündüz uyuşturucu içenlerin muhitiymiş. Kadın başımıza hele nasıl kalırmışız ....
Fakat adam "siz merak etmeyin ben sürücüye tarif edeceğim. Sizi yakın turist information ofisine götürecek ve onlar düzgün bir otel bulacaklar" diye devam etti. Biz acıdı herhalde dedik , aman biz görseniz bir ince teşekkür etmeler , bir tuttuğun altın olsun demeler filan yola devam ettikDedikleri ofise geldik.
Sabahın körü ofis açık , festival zamanı herhalde o yüzden hizmet veriyorlar diyoruz . İçeri girdik ohh adamın adı yazıyor masada Selman ... bilmem ne . Duvarda kabe resmi de var korku yerini ahanda müslümana denk geldik sevincine bıraktı. Adam aynı şeyleri tekrarladı , rezervasyonu iptal edelim başka otel bakalım dedi . İptali ancak siz yapabilirsiniz .Ama internet çok ağır çalışıyor booking com a bağlanamıyoruz .En iyisi telefon edelim dedi .Oteli aradı bana uzattı telefonu ben de konuştum gelmekten vazgeçtik dedim , ikna etmeye çalıştı karşı taraf ben ısrarla hayır dedim ....
Ordan çıktık yeni otele gittik , odalara baktık ama rezalet pis , fiyat bizim ilk otelden yüksek . Resepsiyondaki çocukla pazarlık başladı .Bir yandan bir yandan rikşacı sizin yüzünüzden bir dünya yol gittim 200 rupi olmaz der para istiyor .Çantalarınızı odaya çıkaralım mı diyen kılıksız üç beş kişi tepemizde dikiliyor.Tavanda dönerken gıcık bir ses çıkaran pervaneeee ve tam o anda kitapta okuduğum bir cümle geldi . " size oteliniz taşındı , yandı deyip başka yere götürmek isteyenlere sakın inanmayın " .Arkadaşlara döndüm eyvah dedim tongaya düştük , geçmiş olsun . Otel görevlisi çocuk fiyatta indirim yapsa yine dert değil kalacaktık aslında ama "yapmam mümkün değil ben çalışanım " dedi. "hem pis hem pahalısınız, senin annen olacak yaştayız .Bilmediğimiz bir memlekete geldik ve görünen o ki bir tezgahın içindeyiz .Durumu anladık elini vicdanına koy bize bir taksi çağır otelimize götürsün "dedik .
...
Tamam dedi ve o dakikadan sonra Hindistan bize hep güzel insanları sundu .Başımıza hiç kötü bir olay gelmedi .Kötü bir söz , bakış , davranış şöyle dursun hep iyi ve güzel insanlarla tanıştık .Aslında bu da kötü bir olay sayılmazdı ve iyi ki ilk dakika da yaşandı . Ondan sonra daha temkinli olduk , çabuk karar vermemeye özen gösterdik .Şimdi o sabah yaşadıklarımız anlatılacak anıların arasında yerini aldı .Sonuçta yorgunluk bir yandan , diğer yandan karmaşık sokaklar , korna sesleri , toz toprak arasında otelimize vardık .Otel görevlilerine durumu izah ettik onlar mahçup, biz halen şaşkındık .Beraber gülüştük . İşte o an daha sonraları şaşırmayı bırakıp sürekli " Burası Hindistan ! " dedik.
Günler geçtikçe aynı cümleyi birbirimize söyledik .Öyle anlar oldu ki sabrın sınırları zorlandı , dayanma gücümüz tükendi .Şaşkınlıktan dilimiz tutuldu konuşamadık , korkudan yürüyemedik .Belirsizlikler içinde kaldık ama hep telaş yok , korkma , sakin ol , garipseme , küçümseme , alay etme , acıma , tiksinme .
Çünkü " burası Hindistan " dedik .
0 Yorumlar